BASINA VE KAMUOYUNA
Akp’nin çözümsüzlük politikasına karşı cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırarak açlık grevine giren PKK’li ve PAJK’li tutsakların ölüm sınırına ulaştığı dönemde gerek Türkiye kamuoyu gerekse de dünya kamuoyunun tartıştığı açlık grevlerine dikkat çekmek için, 28 Aralık 2011 tarihinde Türkiye – Irak sınırında Türk savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu çocuk 34 sivil Kürt yurttaşın yaşamını yitirdiği Roboskî katliamının yıl dönümü olan 28 Aralık 2012 tarihinde bu insanlık suçunu protesto etmek için Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinin girişinde basın açıklamalarıyla demokratik tepkilerini dile getiren öğrenci arkadaşlarımıza okul yönetimi tarafından soruşturma açılmıştır.
Bu girişimler tamamen anti demokratik, hukuka aykırıdır. Basın açıklamaları yasal ve izinliydi. Bunu da en iyi okul yönetimi biliyor. Okul kampüsünün içinde basın açıklamalarına izin verilmedi. Öğrenci arkadaşlarımız da okul dışında basın açıklamalarını yapmak için Ağrı emniyet müdürlüğüne başvurarak okul dışında demokratik tepkilerini dile getirmek için izin aldılar.
Okulda bilinçli bir şekilde yayılmak istenen ‘ yapılan eylemler izinsizdi ‘ haberi art niyetli ve öğrenci arkadaşlarımızın kafalarını karıştırmak amaçlıdır. Amaçlanan arkadaşların kafalarını karıştırma, okulda yükselen demokratik yurtsever havayı söndürmek, öğrenci arkadaşlarımızı korkutup sindirmektir.
Ayrıca gelişen çözüm sürecinde bu girişimlerin çözüme değil çözümsüzlüğe hizmet edeceği kuşkusuzdur.
Öğrencilerden istenen üç maymunu oynamalarıdır. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi öğrencileri de bu toplumun bir parçasıdır. Bu toplumda gelişen her olay öğrencileri de etkilediği gibi bu olup bitenlere karşı öğrenci arkadaşlarımızın söyleyecekleri de vardır. Kimse de susturamayacaktır.
Soruşturma sırasında öğrencilere sorulan ‘ pişman mısın? ‘ sorusu Türk Devletinin Kürt Halkına karşı uygulamış olduğu 80 yıllık inkâr ve imha politikalarının üniversiteye yansımasıdır. Öğrenci arkadaşlarımız pişman olacakları herhangi bir şey yapmadılar. İnsanlar ölmesin, savaş bitsin, barış olsun, eşitlik olsun demek pişmanlık gerektiren şeyler mi? Bir de ileri demokrasiden bahsediliyor. Sizin demokrasiden anladığınız bu mu?
Okul yönetimini bu anti demokratik, sindirme ve korkutma politikalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Daha önce de birçok öğrenciye uzaklaştırma ve kınama cezaları verildi. Bu anlayışın sorun çözmediği aksine sorunları daha da katmerleştirdiği ortadadır.
Arkadaşlarımız bu korkutma ve sindirme politikalarına boyun eğmeyeceklerdir. Fen Edebiyatta panoya asılan listeye bakıldığında tem polislerinin listeyi hazırladıkları ortaya çıkıyor. Bu okul, okul yönetiminde değil tem polislerinin elindedir. Liste bunu gösteriyor. Listede adı geçen öğrencilerin bir kaçı da şu an tutuklular. Okul yönetiminin kendi öğrencilerinden bihaber olduklarını ve listenin dışarıdan hazır halde geldiğini gösteriyor. Bu girişimler ancak bizi inandığımız değerlere daha fazla sarılmamıza sebep olabilir. Bu halk bu politikalara yabancı değildir. 80 yıldır uygulanan politikaların devamıdır.
Listede adı geçen arkadaşlar birlikte hareket edip tüm yasal yollardan haklarını arayacaklardır.
ADÖ DER olarak bu yaklaşımları kınıyoruz ve sonuna kadar arkadaşlarımızın yanında olacağız.
ADÖ DER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder